NATO Rusya’ya karşı savaşı tırmandırırken Hakan Fidan Putin ile görüştü

Nijni Novgorod’daki BRICS toplantısına katılmak üzere Rusya’ya giden Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Salı günü Kremlin’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü.

Ziyaret, ABD-NATO’nun Rusya’ya karşı savaşını büyük ölçüde tırmandırmasının ardından geldi. Mayıs sonunda Sofya’da toplanan NATO Parlamenterler Asamblesi’nin sonuç bildirisinde “Rusya Ukrayna’da stratejik bir yenilgiye uğrayabilir ve uğramalıdır,” diye ilan edildi. Bunu, Ukrayna’nın NATO güçleri tarafından temin edilen silahlarla Rusya topraklarını vurmasına yeşil ışık yakılması izlerken, çeşitli NATO liderleri Ukrayna’ya asker gönderilmesini gündeme getiriyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı Kremlin Sarayı'nda kabul ederken, 11 Haziran 2024. [Photo: Turkish Foreign Ministry, @TC_Disisleri on X/Twitter]

Fidan, Prag’daki NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrasında bu gelişmeler hakkında şunları belirtti: “Türkiye olarak biz Ukrayna konusunda yardımların devam etmesini, Ukrayna’nın caydırıcılık konusunda yeterli olmasını destekliyoruz. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü sağlamak ve topraklarını özgürlüğe kavuşturmak için desteklenmesi bir süreç.”

Fidan ayrıca Ukrayna’ya Ankara’nın tam desteğini yinelerken tırmanmanın olası sonuçlarından duyduğu kaygıyı şöyle ifade etti: “Ama NATO’nun bu savaşa taraf olması başka bir konu. Bu daha büyük bölgesel yaygınlaştırmayı, krizleri beraberinde getirir.”

ABD-NATO’nun Rusya’ya karşı savaşı tırmandırdığı koşullarda, Ankara’nın bu iki nükleer güç arasında manevra yapma politikasının iflası giderek belirginleşmektedir. Geçtiğimiz hafta St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu (SPIEF) kapsamında uluslararası haber ajansları yöneticilerini kabul eden Putin, bu duruma dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dostane ilişkilerinin devam etmeyebileceğini ima etti.

Putin şunları ifade etti: “Türkiye’de hükümet Batılı finans kuruluşlarından kredi almaya, yatırım yapmaya ve hibe almaya odaklandı. Bu muhtemelen kötü bir şey değil. Ama eğer bu Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin kısıtlanmasıyla bağlantılıysa, o zaman Türk ekonomisi kazandığından daha fazlasını kaybedecektir.”

Aynı toplantıda Putin, “dostu” Erdoğan’a gazeteciler aracılığıyla dikkat çekici bir uyarı mesajı göndererek şunları söyledi: “Türkiye Ukrayna ile bazı alanlarda işbirliği yaparken, Ukrayna Türkiye’ye gaz taşıyan boru hatlarını vurmaya çalışıyor... İki insansız hava aracı Rus elektronik harp sistemleri tarafından engellendi ve Karadeniz kıyısındaki gaz pompalama istasyonunun yakınına düştü. Lütfen dostumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu konudaki gerçekler hakkında bilgilendirin. Karadeniz’in altındaki enerji altyapısını koruyan gemilere de insansız deniz araçlarıyla sürekli saldırılar oluyor.”

Ankara, Putin-Fidan görüşmesine ilişkin herhangi bir ayrıntı vermedi.

Putin Türkiye’nin BRICS çalışmalarına gösterdiği ilgiyi memnuniyetle karşıladıklarını, Türkiye’nin üye olma arzusunu destekleyeceklerini ifade ederek şunları ekledi: “Türk dostlarımızın Ukrayna etrafındaki kriz de dahil olmak üzere kriz durumlarının çözümüne katkıda bulunma kararlılığı için minnettarız.”

Fidan ise, “Ukrayna konusundaki mümkün olan her türlü arabuluculuk faaliyetlerini devam ettirmede biz de kararlıyız. Suriye konusunda iki lider [Putin ve Erdoğan] olarak ortaya koyduğunuz istikrar politikasını devam ettirme konusunda biz de elimizden geleni yapıyoruz,” diye konuştu.

Ukrayna’da savaşın tırmanmasının Türkiye egemen sınıfının çıkarlarını zedeleyeceğinden endişe ediliyor. Türkiye ABD ve AB’nin Moskova’ya yönelik sert yaptırımlarına katılmadı ve savaşın başlamasından bu yana Rusya ile ticaretini sürdürdü.

Ankara Şubat 2022’den itibaren Montrö Sözleşmesi’ne dayanarak Ege Denizi’nden Karadeniz’e açılan boğazları hem NATO’nun hem de Rusya’nın savaş gemilerine kapattı ve müzakere yoluyla çözüm çağrısı yaptı. Erdoğan bu politikanın parçası olarak Ukrayna ile Rusya arasında tahıl ve esir takası gibi anlaşmalara arabuluculuk yaptı.

Bununla birlikte, Türk kapitalist siyaset kurumu, Rusya’ya karşı Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olmasını destekleyerek emperyalizme bağlılığını açıkça gösterdi. ABD emperyalizmi ile askeri-stratejik bir ittifak halinde olan NATO üyesi bir devlete başkanlık yapan Erdoğan, Ukrayna’nın yanında olduklarını vurguladı ve Kiev’i Rusya’ya karşı Bayraktar insansız hava araçlarıyla silahlandırdı.

Türkiye Karadeniz, Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar gibi parlama noktalarının yakınında yer alıyor. NATO’nun Rusya ile doğrudan savaşa girmesi, boğazların, Karadeniz’in ve Türkiye’deki NATO üslerinin kullanımını gündeme getirecektir. Diğer yandan İsrail’in Gazze’deki soykırımı, Türkiye’nin komşusu olan İran’ı hedef alarak genişleme tehdidi taşıyor.

Erdoğan ayrıca Mayıs başından beri, NATO yanlısı politikaların izlenmesini çok daha açık bir biçimde savunan Cumhuriyet Halk Partisi’nin lideri Özgür Özel ile dostça geçen iki görüşme yaptı. Bu sözde “normalleşme” veya “yumuşama” görüşmeleri, egemen sınıfın, iki ana partisinin NATO yanlısı dış politikada ve içeride işçi sınıfına karşı sınıf savaşında ortaklaşmasına duyduğu ihtiyacın bir ürünüdür.

Devam eden hayat pahalılığı krizi ve reel ücretlerdeki düşüş işçi sınıfı içindeki hoşnutsuzluğu artırırken, seçilmiş Kürt siyasetçilere karşı artan devlet baskısı da toplumsal öfkeyi besliyor.

Erdoğan hükümeti ayrıca İsrail’in Gazze soykırımına suç ortaklığı nedeniyle aralıksız protestolarla karşı karşıya bulunuyor. Erdoğan, hükümetinin bu işbirlikçi rolünü gizlemek için neredeyse her gün Netanyahu’yu kınayan göstermelik açıklamalar yapıyor. Ne var ki Türkiye halen İsrail’e Azerbaycan petrolünün taşınmasına transit ülke olarak aracılık ediyor ve ülkedeki ABD ve NATO üsleri İsrail’e soykırım savaşında ve İran’a karşı provokasyonlarında yardımcı olmaya devam ediyor.

Dışişleri Bakanı Fidan Rusya ziyareti öncesi 3-5 Haziran’da Çin’de resmi görüşmeler yaptı ve ülkesinin BRICS’e katılma isteğini ilan etti. Son on yıllarda Çin ile ekonomik ve siyasi bağlarını geliştirmeye çalışan Türkiye, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında hükümetler arası işbirliği anlaşmasını imzalayan ilk ülke olmuştu.

Ne var ki, Ankara’nın manevra siyaseti, emperyalist güçlerin ABD önderliğinde Çin’e karşı savaş hazırlıklarını ve ekonomi savaşını tırmandırmasıyla Asya-Pasifik’te de aşınıyor.

Çinli mevkidaşı Vang Yi ile bir basın toplantısı düzenleyen Fidan, hükümetinin “Tek Çin” politikasına desteğini yineleyerek şunları söyledi: “Türkiye’nin, Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine desteği tamdır. Çin’e yönelik silahlı terör hareketlerine karşı desteğimiz tamdır. Özellikle Çin’i karıştırmaya yönelik, Çin’in ekonomik gelişmesini durdurmaya yönelik uluslararası girişimleri doğru bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz.”

Bu destek mesajlarına karşın, Fidan’ın Çin ziyareti sırasında bir Türk askeri gemisinin, Tayvan Boğazı’ndan geçmesi Çin’de tartışmalara yol açtı. Haberlere göre geçişi sırasında Çin donanması gemiyi takibe geçti. Türk askeri gemisinin orada ne amaçla bulunduğuna dair Türk resmi makamlarından bir açıklama yapılmış değil.

WSWS’nin de bildirdiği gibi, Mayıs ayı sonlarında, “nükleer uçak gemisi USS Ronald Reagan ve ona bağlı savaş grubu Filipin Denizi’nde Tayvan yakınlarında ‘rutin’ operasyonlar yürütüyordu... [ABD] Donanması ve Hollanda Kraliyet Donanması Güney Çin Denizi’nde ortak operasyonlar gerçekleştirdi”. Aynı hafta Çin, Tayvan’ın bağımsızlık yanlısı başkanı Lai Ching-te’nin göreve başlamasından kısa bir süre sonra boğazda askeri tatbikat düzenledi.

Fidan ABD önderliğinde Çin’e karşı tırmandırılan ekonomi savaşını eleştirirken, bu açıklamadan sadece birkaç gün sonra Türkiye de ABD’yi izleyerek Çin’den ithal edilen otomobiller için ek yüzde 40 vergi getirdiğini duyurdu. Böylece daha önce yüzde 10 olan oran yüzde 50’ye çıkmış oldu. 

ABD’deki Biden yönetimi, geçen ay Çin’den ithal edilen elektrikli otomobillerdeki gümrük vergisi oranını dört kat artırarak yüzde 100’e yükseltmişti. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu da Çin’den Avrupa’ya ithal edilecek elektrikli otomobillere yüzde 25 ek gümrük vergisi getirme kararı aldı.

Loading