Avustralya İşçi Partisi hükümetinin savaş ve kemer sıkma programıyla mücadele edelim!

Aşağıdaki konuşma 4 Mayıs Cumartesi günü düzenlenen 2024 Uluslararası Çevrimiçi 1 Mayıs Toplantısı’nda Sosyalist Eşitlik Partisi (Avustralya) Ulusal Sekreter Yardımcısı Max Boddy tarafından yapıldı.

İsrail’in Gazze’deki soykırımı, tüm dünyada olduğu gibi Avustralya’da da büyük bir şok ve muhalefete yol açtı. Geçtiğimiz altı ay boyunca her hafta, İsrail’in saldırısına ve Avustralya dahil emperyalist güçlerden aldığı desteğe karşı önemli protestolar düzenlendi.

Bu, ülke tarihindeki en uzun soluklu savaş karşıtı harekettir, ancak bir çıkmaza gelip dayanmıştır.

Protestolara öncülük eden sahte sol gruplar ve Yeşiller, protestoların görevinin İşçi Partisi hükümetine yönünü değiştirmesi için baskı yapmak olduğunda ısrar ediyor.

Fakat bu perspektif denenmiş ve başarısız olmuştur. İşçi Partisi yönetimi İsrail’in en saldırgan savunucularından biridir. Siyonist devlet hangi vahşeti işlerse işlesin -ister hastanelerin yerle bir edilmesi, ister sivil bölgelerin bombalanması, isterse de soğukkanlı infazlar olsun- İşçi Partisi İsrail’in “kendini savunma hakkı” olduğunu söylemektedir.

İşçi Partisi lideri Anthony Albanese 22 Mayıs 2022 Pazar günü Avustralya'nın Sidney kentinde seçim zaferini kutluyor. [AP Photo/Rick Rycroft]

Aynı zamanda İşçi Partisi, diğer temel hakların yanı sıra protesto hakkına yönelik büyük bir baskıyı yönetmiş ve soykırıma karşı çıkmayı antisemitizm olarak karalayarak oyunculara, sanatçılara, sağlık çalışanlarına karşı Siyonist bir cadı avına yardımcı olmuştur. Antisemitizm iddiası, Yahudi halkını emperyalist destekli bir askerî garnizon devletiyle özdeşleştiren bir sahtekârlığa dayanmaktadır. Yahudi halkının soykırım karşıtı protestolara artan katılımı bu yalanı pratikte ifşa etmiştir.

Sahte sol ve Yeşiller bu suç ortaklığının ortaya çıkardığı gerçekleri örtbas etmeye çalışmaktadır. İşçi Partisi’nin soykırım konusundaki tutumu beklenmedik bir olay ya da bir sapma değildir. İşçi Partisi, emperyalizmin savaş yanlısı bir partisidir ve her yerde ABD önderliğindeki canice savaşları desteklemektedir.

Avustralya’daki İşçi Partisi hükümeti, 1948 yılında, Filistinlilerin acımasızca mülksüzleştirilmesiyle kurulan İsrail’i dünyada ilk tanıyanlardan biri olmuştur. İşçi Partisi o tarihten bu yana Siyonist devletin her eylemini desteklemiştir.

İşçi Partisi’nin bugün soykırıma verdiği destek, Amerikan emperyalizminin küresel savaş yöneliminin kilit ortağı olarak oynadığı rolden ayrılamaz. Buna, Ukrayna’da Rusya’ya karşı yürütülen ABD-NATO vekalet savaşına bir milyar dolardan fazla destek sağlamak da dahildir. Ancak daha da önemlisi, İşçi Partisi, Avustralya’nın bu bölgede Çin’e karşı ABD önderliğindeki savaş için bir duraklama yerine dönüştürülmesini tamamlıyor.

Hindistan, Japonya, ABD ve Avustralya donanma gemileri 11-22 Ağustos 2023 tarihleri arasında Avustralya'nın doğu kıyısı açıklarında Malabar Tatbikatı'na başlamak üzere Sidney Limanı'nda. [Photo: @RichardMarlesMP]

Orta sınıf sahte solun ve protesto liderlerinin bir diğer çizgisi de soykırıma karşı hareketin sendika önderliklerine yönelmesi gerektiğidir. Ancak sendikalar hiçbir eylemde bulunmamıştır ve İşçi Partisi hükümetinin önemli bir müttefikidirler.

Sendikaların en üst organı olan Avustralya Sendikalar Konseyi (ACTU), muhalefetin bastırılmasında oynadıkları rolü örtbas etmek için geçen hafta bir açıklama yaparak, hükümeti İsrail’e silah sevkiyatını durdurmaya ve yaptırım uygulamaya çağırdı. Aslında, işçiler arasında harekete geçilmesi yönünde yaygın bir algı olduğu için böyle bir açıklama yapılmıştır. Fakat ACTU, hükümete aciz çağrılarda bulunmaktan başka bir şey yapmamaktadır.

Aslında İsrail’e sevkiyatı kolaylaştıran bizzat sendikaların kendisidir. Buna “sol” ve “ilerici” bir sendika olarak gösterilen Avustralya Denizcilik Sendikası (MUA) da dahildir. Bu sendika her hafta, Ekim ayında tüm uluslararası filosunu seferberlikte görevlendiren İsrailli Zim denizcilik şirketine ait kargoların düzenli bir şekilde gelip gitmesini sağlıyor. MUA bazen Filistinlilerle ilgili içi boş endişe açıklamaları yapıyor. Ancak Şubat ayında, soykırımın tarafı olmasına rağmen, Başbakan Anthony Albanese’yi ulusal konferansın açılış konuşmasını yapmak üzere davet etti.

Dışarıda savaş, işçi sınıfına karşı savaş demektir. Avustralya’nın toplumsal sıkıntı ve gerilimlerden muaf, “şanslı bir ülke” olduğuna dair eski tasvirler yerini vahşi kapitalist kemer sıkma gerçeğine bırakmıştır.

Savaş yöneliminin, özellikle de Çin’e karşı savaş hazırlıklarının bir parçası olarak yılda 50 milyar dolardan fazla askeri harcama yapılıyor. Geçtiğimiz hafta İşçi Partisi gelecek on yılda fazladan 50 milyar dolar daha harcama yapılacağını ve 2034 yılına kadar yıllık savunma harcamalarının 100 milyar doların üzerine çıkacağını açıkladı. Avustralya’nın AUKUS anlaşması kapsamında nükleer güçle çalışan denizaltılar satın alması en az 368 milyar dolara mal olacak.

Militarizm ve savaş için sınırsız kaynak var ama halkın ihtiyaçları için para yok.

2022 yılında İşçi Partisi, daha iyi bir gelecek sunacağına dair sahte vaatlerde bulunarak göreve geldi. Ancak iktidardayken, halkın “fedakârlık” yapması gerektiğini ilan etti. Sendikalarla birlikte, işçilerin yaşam koşullarında son on yılların en büyük kesintilerini dayattı.

Aralık ayına kadar geçen üç yıl içinde ücretler enflasyona kıyasla ortalama yüzde 5,1 oranında düştü. Yaşamak için güvenli bir yere sahip olmak artık neredeyse bir lüks.

Chatswood Alışveriş Merkezi önünde evsiz bir kadın, Sidney, Haziran 2019 [Photo: Photo by Sardaka / CC BY-SA 4.0]

Ortalama haftalık ev kredisi geri ödemeleri Mayıs 2022’den bu yana 400 dolar artarak ücretlerdeki ortalama artışın sekiz katından fazla bir yükseliş göstermiştir. Sonuç olarak, ipotek stresi “riski” altındaki Avustralyalıların sayısı iki yıldan kısa bir süre içinde iki katına çıktı. İpotekli konut sahiplerinin neredeyse üçte biri şu anda bu kategoride yer alıyor. Bu, 2008’den bu yana görülen en yüksek seviyedir. İlana konan daire kiraları son 12 ayda ortalama yüzde 12,7 oranında artarak ülke genelinde rekor seviyelere yükseldi. Ülke çapında listelenen 45.000 kiralık mülkten 300’den azı, asgari ücretle çalışan tam zamanlı bir işçi için uygun.

Kamusal sağlık ve eğitim hizmetleri, personel yetersizliği, aşırı yoğunluk ve talebi karşılayamama nedeniyle tam bir çöküş halindedir. Ama daha da fazla kesinti yapılması planlanıyor.

Para ordunun yanı sıra ultra zenginlere gidiyor. 2020’den bu yana 42 yeni Avustralyalı milyarder ortaya çıktı ve toplam sayı 159’a ulaştı. Avustralya’nın en zengin 250 kişisinin toplam serveti dört yılda yüzde 57 artarak 591 milyar dolara yükseldi.

İşçi Partisi’ne ve tüm siyaset kurumuna karşı kitlesel bir muhalefet ve giderek artan bir kapitalizm karşıtlığı var. Ancak bu gelişen hareketin, ileriye gidebilmesi için, karşı karşıya olduğumuz tüm sorunların kaynağının köhnemiş kâr sistemi olduğu anlayışına dayandırılması gerekiyor. İşçi Partisi ve dünyanın dört bir yanındaki muadilleri, kendilerini büyük şirketlerin sağcı ve çürümüş partileri olarak ifşa etmişlerdir. Mesele şu ki, işçi sınıfının savaşa, eşitsizliğe ve bunların kaynağı olan kapitalist sisteme son vermek için sosyalist ve enternasyonalist bir programa dayanan kendi partisine ihtiyacı var. Sizleri bu perspektif uğruna mücadele etmek üzere Sosyalist Eşitlik Partisi’ne ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ne katılmaya çağırıyorum.

Loading